Edebiyatçının görevi insanoğlunun durumunu anlatmaktır.
Edebiyatçı olmak çok zevkli, ancak zevkli olmasının yanısıra bazı görevler ve büyük bir sorumluluk yüklüyor omuzlarınıza.
Bir edebiyatçının görevi, insanoğlunun durumunu anlatmaktır bence. Bireyin, ait olduğu toplumun ortak psikolojisinin bir yönünün veya birden fazla yönünün temsilcisi olarak, ait olduğu kültürün temsilcisi olarak, durumunu anlatmak, bireyin toplumla ilişkisini irdelemek, dile getirmektir.
Hakları ellerinden alınanların, bu hakları hiç elde edemeyenlerin, bu haklarından haberi bile olmayanların ve en trajik olanı bütün bunlar karşısında sesini çıkaramayanların sesi olmaktır edebiyatçının görevi. Geçmişi çözümleyerek bugünü daha iyi değerlendirebilmek, ve daha da önemlisi geleceğe ışık tutmak, geleceğin nasıl olacağını tahmin edip, şekillendirilmesinde rol oynamaktır.
Bütün bunlar aslında görevden de öte bir zorunluluktur bence. Çünkü edebiyatçı bu yolla insanlığın daha iyiye doğru gitmesine katkıda bulunacaktır.
Ancak, edebiyatçıların yazdıklarını okuyacak, söylediklerini duyacak bir kitle de gerekli. Okuyan bir kitle. Sorumluluk almaya hazır bir kitle.
DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?