Mutlak bir gerçek olmadığını vurgulamaya çalışıyorum.

Mutlak bir gerçek olmadığını vurgulamaya çalışıyorum.

Mutlak bir gerçek olmadığını vurgulamaya çalışıyorum.

Tarafsız olup olmamak yazarın seçimidir. Ben tarafsız olmayı tercih ediyorum. Tek bir doğru, mutlak bir gerçek olmadığını ve farklı bakış açılarını anlamaya çalışmak gerektiğini vurguluyorum yazdıklarımda. Çünkü dünyada barışın bu yolla mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de anlattıklarımda tek taraflı bir görüş dayatmaktan kaçınıyorum. “Benim bildiğim doğru bu; herkes de bunu kabul etmeli,” gibisinden propaganda romanı yazmaktan ziyade okuyucuya düşünce özgürlüğünü vermek istiyorum.

Farklı coğrafyalarda yetişmiş, farklı kültürlere sahip karakterleri bir araya getirmek suretiyle, karşıt görüşleri savunan karakterlere hemen hemen eşit miktarda yer vermek suretiyle, okuyucuya konuyu kendi düşünce süzgecinden geçirerek değerlendirme özgürlüğünü tanımayı tercih ediyorum. Örneğin, Alexandra’nın annesi Gizella’nın karşısında, onun görüşlerine karşı çıkan, ayak direyen çocukları var. Alexandra ve ağabeyi Karoly aristokrat geçmişlerini hor görüyorlar. Diğer taraftan her türlü aile baskısına direnerek Musevi dostlarından ve delicesine âşık oldukları Musevi sevgililerinden asla vazgeçmiyorlar. Bu çatışmalar gittikçe derinleşerek ve genişleyerek okuyucuyu düşünmeye itiyor.

 

Özetle, mutlak bir gerçek olmadığını ve farklı bakış açılarını anlamaya çalışmak gerektiğini vurgulamaya çalışıyorum.

DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.