RÜYA: Özet

RÜYA: Özet

“Rüyasında kendisini bir kelebek olarak görür.

Uyandığında, kelebek olduğunu düşleyen

bir insan mı olduğunu,

yoksa insan olduğunu düşleyen

bir kelebek mi olduğunu bilemez.”

Çuang-Dzı

Kırık Rapsodi’nin devamı olan Rüya’da, Rüya romanını bitirmeyi başarmıştır. İlgi gören kitabının filmi yapılmaktadır. Başrol oyuncusu Paul’le fırtınalı bir aşk yaşamaya başlayan Rüya yeniden araştırmalar yaparak anneannesinin annesi Alexandra için romanında hayal ettiği mutlu sonun gerçek olduğunu kanıtlamaya çalışır. Bu arada kendisinin de mutluluğu bulabileceğine inanmaya çabalar. Sevgilisinin yardımıyla, sevmekten korkan kalbini açmak için büyük bir iç savaş verir.

Diğer yandan, film çekimleriyle aktarılan ana hikayede, savaş yılları – rapsodinin o ezip geçen kırıp döken ikinci bölümü – bu kez Rüya’nın büyük dayısı Karoly’un gözünden tekrar anlatılır. Hikaye, bu asi ruhlu özgürlük savaşçısının hayatı, sanatsal arayışları, bohem yaşantısı, İkinci Dünya Savaşı sırasında Macaristan’da Nazilere karşı direnişe katılması, gerek kendi özgürlüğü için gerek başkalarının özgürlüğü için ölümü dahi göze alması üzerinde yoğunlaşır.

Karoly gönlünde komünizm hayalleri yatan, mühendislik okumuş ama kalbi güzel sanatlar için atan, yakışıklı, soylu bir delikanlıdır. İsyankar ruhu onu kariyerini, ailesine karşı sorumluluklarını ve memleketi Macaristan’ı bırakıp, Paris’e, en büyük aşkı, önce sevgilisi sonra karısı olan Ada’yla birlikte süreceği bohem bir yaşama sürükler.

Almanya’nın Fransa’yı işgal etmesi ve Nazi askerlerinin Paris sokaklarında boy göstermesi üzerine Karoly ve Ada Macaristan’a dönmeye karar verirler. Budapeşte, casusların, direnişçilerin, Musevilere yardım ya da ihanet edenlerin cirit attığı bir cadı kazanı gibidir. Karoly, arkadaşlarıyla birlikte Nazilere karşı direnişe katılır ve ölümü göze alarak Musevilere yardım eder. Onları evinin bodrum katında saklar, toplama kamplarına giden trenlerden ve Tuna nehri kıyısındaki infaz mangalarının elinden yüzlerce, belki binlerce Museviyi kurtarır.

Sonunda Budapeşte Alman işgalinen kurtulur. Ancak tüm Macarlar gibi Karoly’un da, komünizmin ülkesi için nasıl bir gelecek vaat ettiği konusunda tereddütleri vardır. Sovyetler’in Macaristan’ı kurtarmak yerine işgal edeceğinden korkar. Harabeye dönen sevgili Budapeşte’sini içi sızlayarak seyrederken tüm umutları kırıktır.

DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.