KIRIK RAPSODİ
Bütün kuşları kafese kapatabilirsiniz ama bazılarını orada tutamazsınız.
Rapsodinin ilk bölümü Lassu bir yaz gününün rehavetiyle, ağır ve telaşsız başlar. Önce insanda tatlı bir yaşama sevinci uyandırır. Dudaklarında sorumsuz bir gülümseme, kalbinde genç bir heyecanla dinlersin. İçin içine sığmaz. Sonra bu sevinç yavaş yavaş yerini melankolik bir umutsuzluğa bırakır. Durgunlaşırsın. İçine kapanırsın.
İstanbul, 2004.
Rüya kalbini sevgiye açmaktan korkan genç bir kadındır. Bir gün bir roman yazmaya karar verir. Bu roman hayatını değiştirecektir. Bir Macar Rapsodisi adını verdiği romanı onu 20. yüzyılın başına, İtalya’da bir kasabaya, oradan da Budapeşte’ye, küçük bir kızın hayatına taşır. Bu küçük kız anneannesinin annesi Alexandra’dır.
Alex’in rengarenk ve mutlu başlayan hayat hikayesi, Birinci Dünya Savaşı’nda cepheden geri dönmeyen babasını ebediyen kaybetmesi, imkansız bir aşk, sevmediği biriyle evlenerek İstanbul’a taşınması ve bir süre sonra bu yeni ülkede kendini kapana kısılmış hissetmesiyle devam eder.
Rüya’nın, kitabını yazarken keşfettikleri ona kendi dönüşümünün yolunu açar. Eğer cesaret edebilirse, hayatındaki en büyük kaybından dolayı kendini suçlamayı bırakıp kalbini açabileceğini öğrenecektir.
DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞIR MISINIZ?